Sunday, December 16, 2007



AYDIN

Hafta sonları Simone, Adrian ve Benim biryerlere gitmemiz alışkanlık haline geldi.Onlar uzun süredir Almanyada. Cumartesi akşam arkadaşlarımla sohbet ederken içki sırasında yarın bir tren turu yapayım fikri doğdu.Altan hemen bu fikre atladı. Hadi yarın pazar Aydına gidelim trenle deyince ,Aydın gezi fikrimiz ortaya cıktı.






















Sabah istasyonda tren beklerken çay içmek için girdiğimiz kahvede, Altan çokeski hastasını gördü.





Türkiyenin ilk ve tek tren müzesinin bulunduğu Çamlık köyünün içinden gectik




Yol 1 saat civarı sürdü.Yarım saatten sonra yanımıza oturan amcanın hayat hikayesini dinledik(Aslında dinlememmek için çok caba sarfettik ama amcam dinletmek için daha çok caba sarfedince pes dedik sonunda)Neyse trenden inerken amcam bizi sevdi galiba cantasından birer puro ikram etti.
Yıllardır Aydına bir şekilde gelir yada geceriz ama Menderses Bulvarından öteye gitmemiştik.Bu sefer Bulvarı koşar adımlarla gectik.Yoldan telofon ettiğimiz Atilla ile Aydında buluşduk.Önce Kemeraltı benzeri küçük bir çarşı gezdik.Daha ziyade Çeyiz eşyaları satıyorlardı.




Daha sonra kendimizi Aydının üst mahallerine attık.Müthiş fotağraflık yapılar var.Nasuh paşa külliyesi ve Cihanbeyli camisini gezdik.Buraların etrafında en az yüzer yıllık evleri gezip fotoğrafladık.






























Yorulduğumuz yerde mola verince çaylarımızı içerken kendime bir tane nargile
söyledim.
Aydında esnaf geleneği oldukca eskilere dayanıyor herhalde.Atillanın bizi yemek yemek için getirdiği restarant ın kuruluşu 1959 yazıyordu.
Akşamüstü Çicek pasajı yazan yerden içeri girip biralaımızı içip günümüzü bitirdik.